Bilmek ve Taklit etmek…

kizgin_cocuk.jpg

5’u aktif olmak uzere yaklasik 7 yildir bilisim sektorunun icindeyim. Yine bilgisayarla ilgilenmeye basladim baslayali Linux ve ozgur yazilimlarla hasir nesirim ve bu ilgiden birsey kaybetmis degilim.

Bilgisayar dunyasina Linux ile adimim atmis olmanin hic ummadigim zaman ve konumlarda bu kadar yardimci olabilecegini tahmin edemezdim. Ilk isletim sistemi olarak Linux’u kullanmam bircoklarinin aksine arkasinda yatan derin felsefeden degil –zaten o yaslarda felsefeyi anlayacak kadar dunya ile ilgilenmiyordum– aksine ugrastigim, ileride uzerinde calisacak oldugum meslegi hakki ile yapmak, isimi detaylari ile ogrenmek, baska bir tabirle ellerimi hamura bulastirmak idi.

Bu surec zarfinda bilisim dunyasinda aci tecrubelerle ogrendigim en temel kanun bu dunyada(bilgisayar) hicbir seyin imkansiz olmadigi idi. Imkansiz denilenin ise sadece benim bilgim, tecrubem ve zekam disinda bir sey oldugu idi.


Simdilerde bu sektorde yeni yetisenlere baktikca bir sonrakilerin nasil olabilecegini az cok tahmin edebiliyorum. Bizden oncekilerin bizim neslimize(suru) bakis acisini simdilerde daha iyi anliyorum.

Mantiktan cok taklit, muhakemeden cok ezbere, uretimden cok tuketime yonelmis bir suruden yaratici fikirler beklenemez. Eline verilen tool(arac)’la gun boyu oynayan, aksama da kendini kandirarak cok calistigini soyleyebilen bir suru bu.

Sirketinin kendisine yeteri kadar deger vermedigini dusunen, zam donemlerinde verilene razi olmayip kendi kendine hayaller kuran ama baska bir yere gitmeyi de gozune koyamayan da yine ayni suru.

Nasil koysun ki? Ayni oyuncagi kendisi gibi kullanabilecek tonlarca insan var ayni dunyada… Oyuncaklar ayni oynayanlar farkli oluyor sadece. Bu oyuna seyirci kaldigimiz surece cok fazla elestiri ve konusma hakkina sahip olamayacagimizi dusunuyorum.

Bu satirlari okuyan ve beni yakinen taniyan bircogu yine sozu Linux’a getirdi bu adam diyecek ama mesele bu degil. Mesele bu isin mantalitesinde. Yogurdu kaymaktan ote zannedip yuzeyi ile ugrasanlar tabi ki meselenin ne oldugunu kavrayamaz.

Yonettigim guvenlik duvarinin arkasindaki SSH sunucuya erisim yasayan guzide ISP’lerimizin birinin admininin sadece TCP/22’yi acmak yetmez SSH icin UDPve TCP’yi birlikte acman gerekir demesi uzerine eskilerden kalma karisik satirlarla birlestirilmis bir yazidir okudugunuz satirlar.

Yazik etmeyin kendinize, birakin bu isleri:). Biz sizin yerinize iki kat mesai ile yurutebiliriz.

This entry was posted in Hayat. Bookmark the permalink.

5 Responses to Bilmek ve Taklit etmek…

  1. AJKSPARC says:

    En zor unutulan sey en zor ogrenilenmis. Bu nedenle yuzeysel ogrenilen gunu kurtarmak icin oylesine ezberlenen konularin eksikligi muhakkak ilerde hissedilecektir.
    Ayrica daha kotu orneklerle karsilastigimiz icin ssh olayi bana cok vahim gelmedi.

  2. Huzeyfe ONAL says:

    169.254.x.x li ip yapilandirmasi uzerine bina edilmis ve calisan network de gordum ama o istisna idi. Gercekten bilgileri yoktu ve bunu kabul ediyorlardi:). Bu ise isi bilenler(bilen gozuken) tarafindan yapildigi canımı sıktı.

  3. samil says:

    Ben de diyordum ki kendimde hissettiğim fikir üretme yoksunluğu nereden kaynaklanıyordu…

    “Mantiktan cok taklit, muhakemeden cok ezbere, uretimden cok tuketime yonelmis bir suruden yaratici fikirler beklenemez.” sözü de böylece cevap oldu.
    Hatta bir derste hocam bu niye böyledir diye sorduğumuzda aldığımız cevap beni şaşırtmıştı, Çocuklar biz bunları sorgulayamayız, bunlar zaten bu işi iyi bilenler yapmışlar, denemiş, uygulamış, yazmışlar.!??!!
    ?? Benim bundan sonra aklıma gelen ikinci soru:
    Acaba sorgulayamayacağı bilgi bir insana niçin verilir?

    Peki Huzeyfe abi, köprüyü geçene kadar ne yapalım, bu konuda bir fikrin var mı?

  4. Ömer Mert Ekşioğlu says:

    Bilgisayar mühendisligi öğrencisi olarak, yazınızı oldukça ilham verici buldum. Elinize sağlık.

  5. z00 says:

    Turkiye de bilisim sektorune finansal yonden baktigimizda hergun sayilari gittikce artan ezber topluluklarina sahit oluyoruz kural sudur (“Bilgi ac , Ezber tok kalir”) bu kurala uyanlar yillardir Tv lerde magazin sayfalarinda boy gosterir belki yesilcam’a bile suruklenebilir bi seruven gibi, kabullenemeyenler iclerine sindiremeyip herseyinden vazgecmis hayati boyunca bu kulture hizmet eden sayisi gittikce azalan yada kendini yurt disina adayan arkadaslar var gun isigi bana ters gelmeye basladi insan yuzu gormek istemiyorum artik kendi payima konusuyorum yanlis anlasilmasin gunduz gece gece gunduz olsun bu isin ne kadar ciddi oldugunun farkina varirlar belki..

    Uzaktan takip edip yakindan bakiyorum

    Egitim sart..

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

7 + six =