Amerika Guncesi-I

whouse.jpg

Amerika Gunlugu

Gectigimiz hafta 8 gunlugune Ozgurlukler Diyari(?) Amerika’da idim… Kullandigimiz SIEM(Security Information and Event Management ) urununun(Arcsight) yillik konferansina(http://www.arcsight2007.meetingsthatwork.com/home.php) katildim.

Katilimcilarin cesitliligi sayesinde hem teknik hem de sosyal acidan oldukca zevkli ve faydali bir hafta gecirdim. Amerika’ya ilk gidisim oldugu icin dogal olarak bazi cekincelerim ve meraklarim vardi. Ben de vakit buuldukca kendime garip/ilginc gelen noktalari not aldim. Bir kismini burdan paylasmanin uygun olacagini dusunuyorum.

Bu yazi teknik olmayan unsurlar icermektedir:) uyarisini gecerek teknik bir bilgi bekleyen site okuyucularinin zamaninialmayayim..

Yolculuk

Verilecek aralar, beklemeler ve yolculuk suresi toplamda 15 saat gibi surdu. Cumartesi gunu 12 ucagi ile once Newyork JFKhavaalani sonrasinda ordan AA ile Washington Reagon’a uctuk. Oradan da taksi tuarak otelimizin bulundugu Chantilly’e…

Tabi uctuk, tuttuk demesi simdi kolay geliyor ama yasarken bu kadar kolay degildi. Benim uzun sureli ucak yolculugu tecrubemin olmayisi(otobus tecrubem de yoktur uzun yolculuklarda) bastan zaten onyargili yaklasmama sebep oldu. 10 saat boyunca havada ne yapacam diye dolanip durdum bir iki gun. Yanima bir iki kitap, dergi alarak havada okumayi planliyordum ama ucaga binince bu planlarimin hepsi suya dustu.

Sagolsun sirketin Business Class bir bilet aldigi icin ucagin en pasa yerinde bir koltuk/yatak dustu bize. Once biraz nazlandim ama sonra karsimdaki filmlere dayanamayarak bir ikisini izledim. Sonrasini pek hatirlamiyorum, kaptanin anlasilmaz ingilizcesinden inise gectimizi , uykudan kalkip koltuklarimizi duzeltmemiz gerektigini hatirliyorum.

Neyse efendim 10 saatlik yolculugumuz agrisiz sizisiz bitti. Turkiye’den 12 de cikip 11 saat yol geldikten sonra saatin yine ayni gun 16:00 ~ olmasi sasirtici idi.

Ulkeye giriste klasik pasaport kontrolleri vs derken kendimizi diger aktarma ucaginda bulduk. Bu arada pasaport islemleri pek klasik sayilmazdi:). Ayakkabi cikarmaya ilk defa rastladim.. Paranoya konusunda biraz fazla abartililar.

Washington’a indikten sonra gecenin kaciydi hatirlamiyorum. hemen bir taksi tutup eline hotelin adresini tutusturduk. Tekrar gozlerimi actigimda otelde idik. Kayit islemlerimiz vs daha once tamamlandigi icin hemen kendimizi odalara atarak gunun yorgunlugunu cikarmaya calistik. Saat farkindan kaynaklanan yorgunluk da cabasi.

Sabaha oldukca dinc kalktik, Pazar gunu sadece konferans kayitlari oldugu icin dogrudan Amerika’yi fethe ciktik arkadasla birlikte…

Iki tecrubesiz Washington DC’ye gecerek yurumeye basladik… Ama ne yurumek, bir yurudukce yollar sanki uzuyor uzuyor ve ayni yere cikiyor. Yorgunluktan takatimiz kalmayinca kendinmizi muzeye attik. Amerika’nin ucak & uzay sanayide gelistirdigi cesitli alet adavet(Apollo 11 vs :)in oldugu muzeye girince yorgunlugumuzu unutarak bastan sonra tekrar gezmeye/yurumee basliyor. Artik ayaklarimiz SOS verince cikmaya ve otele donmeye karar verdik…

Bu arada dunyanin yonetildigi(?) beyaz sarayi da gormus olduk. Hatta cekine cekine onunde fotograf bile cektirdik. Tepesindeki nisancilarin bizi gozden cikarmasini hesaba katarak :D.

Metronun yolunu bularak tekrar otele dogru yola ciktik… Geldigimizde o sakin otel(otelimiz sadece konferanslar icin kullanilan bir otel oldugu icin cok sakin idi)karnaval havasinda idi… Cogu katilimci farkli ulkelerden geldigi icin birer gun oncesinden gelmislerdi.

Biraz tanisma muhabbet sonrasi ayaklarimin istegine uyarak yine kendimi otel odasina attim. Ertesi gun dinc kalkmaliydim zira gun boyunca birbirinden degerli konusmacilarin sunumlarina katilacaktim.

Seminerler

Gun pazartesi’ye donunce erkenden kalkip heyecanli heyecanli kahvaltiya kostuk.. Ama kahvalti menusunu gorunce heyeanim dindi birden… Menude sadece yumurtali ekmek(French tost diyorlar onlar) , yumurta, tereyagi ve ekmek bana hitap ediyordu… Diger menuleri ne aklimda tutabildim ne de yemek icin yanastim… Ilk gunki gozlemim Amerikanyalilarin yemek kulturunde sinifta kaldigi yonunde idi… Sonralari bunu destekleyecek cok ornek yasadim.

Neyse Ramazani erken baslattik diyerek kaderimize boyun egerek yumurtali ekmek ile yumurtayi karistirip karnimi doyurmaya calistim.

Sunumlarin baslangicinda Firma CEO’su oldukca guzel bir konusma yapti. Sirketin gecmisinden ve gelecekte almak istedikleri yol haritasini anlatmaya calisti… 2000 yilinda ortaya cikmis, ilk uc sene hic satis yapmadan argeye yatirim yapmis bir sirket benim icin oldukca dikkat cekici idi.. Sonrasinda musteri ve calisan sayisini %100lere varacak sekilde arttirmasi da cabasi…

Piyasada ayni isi yapan onlarca firma olmasi ve benim bu urunlerden en az besini detayli sayilabilecek sekilde incelemis olmam Arcsight’i ve firma calisanlarini gozumde oldukca iyi bir yere konumlandirdi. Firma calisanlari firmalarini gercekten cok seviyorlar ve islerini benimsemisler , baska bir ise yogunlasmadan tek focuslari SIM/SIEM olmus ki bunda da oldukca basarililar.

Sunumlar birbirini takip ediyor ben de ara ara not aliyorum ara ara uyukluyorum(Turkiye’deki yatma saatim gelince garip bir sekilde esnemeye basliyhordum:).. Gunu boylece bitirdik… Dinledigim sunumlardan cok tanistigimiz arkadaslar, firmalari ve gelecege bakis acilari etkiledi beni.

Gun sali oldu benzer sahneleri yine yasadim.. yumurtali ekmek, yumurta ve recel ile kahvalti… Sunumlar, ogle yemegi(ekmek+domates+tereyagindan olusuyordu benim icin).ve tekrar sunumlar derken bu gunu de tamamladik.

Carsamba gunu sunumlar oglene kadardi, sonrasinda sunumlar bitip egitim faslina gecilecekti. Biz egitim kismini talep etmedigimiz icin Carsamba oglen ozgurlugumuze(?) kavusacaktik. Derken o da bitti ve biz yarim kalan Amerikanya turumuzu tamamlamak icin bir taksiye atlayip yakindaki alisveris merkezlerini dolasmaya basladik.

Diger yarisi Amerika ozgurlukler, cin korkusu, kurallara uyma ve basarili sirketlerin sirlari konulari ile devam edecek.

–Guncelleme 02/10/2007

Bos bir konu ile okuyucularin zamanini calmamak icin ikinci bolumu yayinlamaktan vazgectim.

Cektigim birkac fotograf

This entry was posted in Hayat. Bookmark the permalink.

1 Response to Amerika Guncesi-I

  1. Sinan says:

    Niye boş olsun be kardeş, esas bu yaptığımız işler güvenlik, bilgisayar vs vs boş işler..

    O konferans arasında şöyle bir kaçıp iyice gezseydin oraları, hem yemekler iyi değilse çıkıp şöyle en iyisinden bir restoranda (italyan falan olabilir) karnını doyursaydın, sana business class alan firma harcırah da vermiştir herhal?

    neyse, çevremde kafayı böyle çok fazla tekniğe gömüp hayatı ıskalayan insan var (bende öylediydim) o nedenle yazayım dedim.

    dost tavsiyesi yani..

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

15 − twelve =